30.09.2008

Ramazan Bayramı


Bin damla serilsin yüreğine, bin mutluluk dolsun gönlüne, bütün hayallerin gerçek olsun, duaların kabul olsun bu bayramda... Ramazan Bayramın mübarek olsun!
Elimi Öpmeye gelmeyin Bende Şeker toplamaya çıktım Poşetleri fullemeden eve gelmeyecem:)

27.09.2008

Fenerbahçe

Ah be Fener diyerek başlamak istiyorum söze.

Her zaman En büyük fener Tazavruatlarını duyuyoruz ama fıssss. Sadece laf ve sözlerde.

Ligin daha 5. haftasındayken alınan bu sonuçlar hem Fenerbahçe yönetimini hemde Taraftarını çöküntüye uğtarmaktan başka birşey yapmadı.
Sivas Spor 13 dakikada feneri yerle bir etmeyi başardı. 1-0 Fenerbahçe üstünken surat ifadeleri bu şekildeydi ama hakem bitiş düdüğünü çaldığında o surat ifadelerinden eser yokt. Sivas spor Fenerbahçeyi 2-1 yenmeyi başarmış ve işte bu tabloyu ortaya çıkartmıştı...

Başkanından Teknik heyetine, Futbolcusundan Taraftarına hepsi boş. Hayaller büyük ama gidişat koskoca bir sıfır '0'.

Herzaman Fenerlilerin ağzında para var huzur var diyorlar ya al sana para al sana huzur. Bakın bakalım başkanınızın surat ifadelerine. Dakikada şekilden şekile giriyor:)

Alın size para alın size huzur:) Sizi ne Güiza ne Aragones kurtarabilir.

Bence biran önce siz toplu olarak (Yönetim Futbolcular ve Taraftarlar) en yakın huzur evini ziyaret edinki içinize huzur çöksün:) Koskoca Aziz YILDIRIM'ın bu surat ifadesi açıkcası benim çok ağırıma gitti.

Futbol diyecem olur böyle şeyler diyecem ama GALATASARAY'ı beğenmemeleri yokmu çıldırtıyor beni. Kewell Baros Nonda yanlış transferlermiş yok sakatlarmış yok yaşlılarmış. Yahu benim babamın hep bir lafı vardır Boklu kalkmışta çamurluya gülüyor diye. Aynısının tıpkısı.
Kendilerine bakmıyorlar ama bizi aşşağılamaktanda geri kalmıyorlar. Ama onlarda birgün bütün gerçekleri kabul edecekler.

15.09.2008

Muzur çocuk

Hafta sonu tatilimde evde yatmak yerine gezmeyi tercih ettim. İsmaille beraber hazırlanıp süslenip püslendikten sonra çıktık evden.

Evin yakınındaki durakta İETT beklediğimiz anda Belediyenin güzel bir çalışmaya adım attığını gördük. İstanbul sokak başlarında pis kokulu çöplerden kurtulduğumuza bir an olsun şahit olduk.
Kağıthane Belediyesi idi bu adımı gerçekleştiren. Köşe başlarına atılan fix çöp yuvalarının başlarına küçük motorlu zabıtalar görevlendirilmiş. Çöp atan vatandaşlarımızı uyarıp ısrar ettiklerinden ceza yazmak için:)



Hoşuma gitti güzel bir yönlendirme taktiği. Anlayan olursa tabi. Biz insanlar yasakların üstüne gitmeyi biraz fazla seviyoruz.

Bu arada baya bir yaşlı İETT göründü ufukta. Umarım bu bizi götürür Beşiktaş'a düşüncesiyle ver elini BEŞİKTAŞ. Gezmelerimin genelde bütün çoğunluğunda Beşiktaş oluyor.

Bilmiyorum İstanbulda en çok sevdiğim yerlerden birtanesi Beşiktaş. Oranın ayrı bir güzelliği farklı bir esintisi var benim için.

Yoğun bir otobüs yolculuğundan sonra Beşiktaştayız. Çarşı hareketli ve güzel. Havanın ferahlığıyla herkes çarşıda.Alışverişin biri binpara:)



İsmaille bir parfüm alalım dedik bulamadık ayrı mesele:) Neyse beşiktaşın altını üstüne getirdikten sonra Şişli' ye gitmeye karar verdik.

Hiç Beşiktaş'dan Şişli'ye girek gitmemiştim. Uzun zamandır İstanbuldayım ama otobüslerin Şişli'ye nerden kalktığını bir an algılayamadık:)

Neyse ki fazla uğraşmadan istikameti bulup yerleştik otobüsümüze. Yine kalabalık bir otobüs yolculuğu başladı.

Bu yolculukta ilgimi çeken küçük bir cocuktu. O tıkışık otobüste kendisine otobüsün tekerinin üstünde yer bulmuş. 3-4 yaşlarında kıvrışık saçlı şirin bir çocuk. Kırmızı terliklerini çıkartıp çıkmış oturduğu kürsüsüne.

Oturduğu yerden önündeki ve arkasındaki kişilere laf yetiştiriyor pek dilli maşallah. Bir an aklına terlikleri geldi. Kolidora koyduğu terliklerini sordu bana, terliklerim ordamı diye.
Benden önce cevap verdi önümdeki orta yaşlı bir abi. Terliklerin yok çalmışlar diye.

Heycanlandı bana sordu. Bende dedim şimdi bir tane kızın ayağında gördüm gitti indi arabadan dedim suratı asıldı. Hemen bir hışımla eğildi baktı ve gördü. Nasıl seviniyor nasıl gözleri ışıldadı:)

Çocuğu kızdırıyorum bak kız giydi ayakkabını bir kızın giydiği ayakkabı giyilirmi diye kızdırmaya çalışıyorum. Çocukta hiç bozuntuya vermiyor, hatta anlayamadı kızları attırdığımı gülüp cevap veriyor yok giymedi falan die:)

İçimden çoçuk erkek diye kızdırmaya çalışıyorum. Çocukta karşılık verip duruyor. Şişli sınırlarına girdiğimizde çocuk yerinden hareketlenip kolidorun karşısındaki annesinin yanına geldi.
Çok tatlı çocuk dedim maşallah gelecekte kızlar yandı dedim annesi ne dese beğenirsiniz. İşte bu an Utancımdan mahvoldum:)

Annesi demesin mi bu kız zaten diye... Suratım bir anda yere düşüp apar topar kendine gelmeye çalışsada bozuntuya vermedim. Kıza hiç benzemiyordu, az uzun saçları hareketliliği tok sesi hırçınlığı fırlama bir erkek gibiydi ama annesi toparladı tekrar.

İlk erkek sanan siz değilsiniz herkes öyle sanıyor ve kız olduğunu duyduklarında çok şaşırıyorlar dedi. Bende alaycı gülümsemeyle o zaman sorun bende değil söylediğim doğru birşeymiş diye espiri yapacam diye debelendim başardımda.

İneceğimiz durağa geldiğimizde güzel gülücüklerle ayrıldık ve Cevahir Alışveriş Merkezinde aldık soluğu İsmaille. Gez babam gez koca alışveriş merkezi...
Gezmeyle ve fotolarla bir günün daha sonuna gelmiş oldun böylelikle.

13.09.2008

Okurla buluşan yeni kitaplar


Günlük hayatımızda kitap okumaya fazla yer olmasada ki ben öyleyim yeni yazılıp okurlarıyla kucaklaşan kitapları sizlerle paylaşmak istiyorum.
Güzel inceleyin ki belki hoşunuza gidecek ilginizi çekecek bir kitapla kucaklaşma imkanı oluşturabileceksiniz.

Eylülün ilk haftasında yeni kitaplar okurlarla buluştu. Hıfzı Topuz'un 'Kara Çığlık', Aydoğan Vatandaş'ın 'Apokrifal: Kayıp Kitap, Ergenekon ve Bir Cinayetin Anatomisi'nin de aralarında bulunduğu bazı kitaplar okurla buluştu.

1960'lardan bu yana 27 kez Afrika ülkelerine giden Topuz'un Remzi Kitabevi'nden yayımlanan 'Kara Çığlık' adlı belgesel romanın konusu, İstanbul'da başlayıp yine bu kentte bitiyor. Romanda, Kongo'nun bağımsızlığı ve özgürlüğü için savaşan ve korkunç bir biçimde öldürülen Lumumba ve arkadaşlarının yaşadığı olaylar anlatılıyor.

Aydoğan Vatandaş'ın 'Apokrifal: Kayıp Kitap, Ergenekon ve Bir Cinayetin Anatomisi' adlı kitabı da Timaş Yayınları tarafından yayımlandı. Aziz Barnabas'ın incilinin 1981 yılında Hakkari'de köylüler tarafından bir mağarada bulunmasıyla başlayan roman, sözkonusu incilin dört nüshası peşinde yaşanan ilginç çekişmeleri konu alıyor.
Anadili Arnavutça, eğitim dili Makedonca olan yazar Luan Starova'nın, merkezinde Osmanlı kadı sicillerinin bulunduğu 'Kül Kalesi' adlı kitabı Yapı Kredi Yayınları'ndan çıktı.

Romanda, Osmanlı'nın 16. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar olan dönemdeki Osmanlı mahkeme sicillerinin Manastır kentinde ortaya çıkarılmasıyla siciller üzerinde çalışmakla görevlendirilen roman kahramanı Baba'nın yaşadıkları anlatılıyor.

Baba için siciller, Balkan halklarının ortak hazinesidir, çünkü siciller olmadan her Balkan ulusunun kimliği büyük bir muamma olarak kalmaktadır. Türk Musevi Cemaati Onursal Başkanı Bensiyon Pinto'nun anılarını kaleme aldığı 'Anlatmasam Olmazdı', Ruşen Çakır'ın 'Mahalle Baskısı', Metin Heper'in 'Devlet ve Kürtler', Özcan Yüksek'in 'Hakikatçi Hayata ve Ölüme Dair', Bülent Ruscuklu'nun 'Demokrat Parti'den 12 Eylül'e', Lawrence Durrell'ın 'Mekan Ruhu Akdeniz Yazıları' ve Sezer Ateş Ayvaz'ın 'Aynalarda Yaz' da yayımlanan diğer kitaplar.

Kadınlar daha çok kâbus görüyor

Hep kadınlar kadınlar kadınlar diyoruz. Hadi okuyalımda bilemediğimiz neleri varmış görelim:)

İngiltere'de yapılan bir araştırma, kadınların erkeklerden daha çok kabus ve duygusal rüyalar gördüğünü ortaya koydu.

170 gönüllü üzerinde yapılan bilimsel araştırmada, yakın zamanda gördükleri rüyaları anlatmaları istenen deneklerden erkeklerin yüzde 19'u, kadınların ise yüzde 30'u kabus gördüğünü söyledi.
Uyku üzerine yapılan başka bir araştırma da ise, erkeklerin kadınlara nazaran daha rahat bir uyku çektiklerini gösterdi. Kadınlardaki bu olumsuzluklara tek neden olarak, adet dönemlerinde vücut ısısındaki değişiklik gösterildi.
Edinburgh Uyku Merkezi Müdürü doktor Chris İdzikowski ise, araştırmanın sonuçlarına şaşırmadığını belirtti.Doktor Chris İdzikowskierek, bu araştırmadan kadınların daha fazla kabus gördükleri mi yoksa bu kabusları daha iyi hatırladıkları mı sonucunun çıkarılması gerektiğine dikkat çekti.

Bunları Hiç duymuşmuydunuz?

7.09.2008

Kadınların Özellikleri


Günümüzde kadınlar heryönden erkeklere oranla daha meraklıdırlar. Mesela çarşıda pazarda gezdikleri anlarda gözleri vitrinlerdedirler.

Heleki ucuzluk indirim falan gördükleri anda iş tamamdır. Sizi ne yapar eder o mağzaya sokmayı becerirler:) Kendi arkadaşlarımdan biliyorum...
Birde kadınların özelliklerini madde madde inceleyelimde kendileride özellikleriyle yüzyüze gelsinler ve birazdaha dikkatli olsunlar:)
Bütün kadınları seviyorum.

*Kadınlar vitrinde gördükleri “İndirim” lafına dayanamaz. İndirimdeki mal kadında mıknatıs etkisi yapar. 10 tane benzer pabucu olsa indirimde gördüğü ayakkabıyı alır, siz, “Bunların aynısı dolabında var” deseniz “Sen gerçekten hiç anlamıyorsun” lafını yapıştırır.

*Kadınlar ağlar. Ancak tek başına bir köşeye çekilip de yalnız ağlamaz.Kadınlar, sadece sevdiği erkek duyabilecekse ağlar.

*Bütün kadınlar kesin bir cevabı olmayan konularda soru sormakta müthiş ustadır. Maksat, siz kendinizi sürekli suçlu hissedin.

*Kadınlar asla sır saklayamaz. Daha doğrusu, kadınlar için bir sırrı en yakın üç arkadaşlarına söylemek sırrı açık etmek kapsamına girmez. Bu mantıkla hepsi en yakın arkadaşlarına söylediklerinden sonunda sırrı bilmeyen kalmaz.

*Kadınlar telefona cevap vermeyi sevmez, uzun uzun çalsa dahi rahatsız olmadan açmayabilirler. Lakin telefonda dünyanın en uzun konuşmalarını yapanlar da yine kadınlardır.

*Kadın yatağa yatmadan “evvel” saçını tarayan tek yaratıktır.

*Kestirme yola sapıldığında her kadına bir “kaybolacağız” korkusu gelir.

*Kırmızı ışık, kadınlar için, “makyaj molası” işaretidir.

*İstisnasız her kadın vermesi gereken biriki kilo olduğunu düşünür.

*Kadınlar durup dururken eve bir buket çiçekle gelen kocadan şüphelenir.

*Kadınlar tuvaletin kapağını küçük bir hareketle indirmek yerine tuvaletten salona kadar yürür, kocasına söylenir ve tuvalete geri döner.

*Erkek konuşurken kadın lafın ortasından konuşmaya dalar ve devam eder. Aynı şeyi erkek yapacak olsa kıyamet kopar.

*Düğünlerde kadın kadına dans edenleri görünce kimsenin aklına bir şey gelmez. Erkekler için durum aynı değildir.

*Karısının gözucuyla bir başka adama baktığını yakalayabilmiş erkek yoktur. Oysa kadınlar erkeklerini başka kadına baktığı an saniyesinde yakalarlar.

*Kadınların erkeklerden daha çok para kazandığı tek meslek vardır: Top modellik.

*Kadının dondurmayı nasıl yediğine bakarak karakter testi yapabilirsiniz.

*Evde saatlerce kendi giyimiyle ilgilenen kadın, sokağa çıktığında saatlerce başka kadınların elbiseleriyle ilgilenir.

*”Yok bir şey”in anlamı kadınlarda, erkeklerinkinden, tamamen farklıdır.

*Kadınlar her konuda erkeklerle eşit olmak isterler. Üç istisna: Erkek tuvaletlerine girmek, çöpü indirmek ve hesabı ödemek.

*Kadınlar asla haksız değildir… En haksız olduğu konuda bile “Kendime göre nedenlerim var” der.

*Tabiatta kadınlara karşı son sözü söyleyebilecek tek bir doğal yapı vardır: Yankı!

*Kadınlar kendilerine neler verildiğine değil, onlar için nelerden vazgeçildiğine bakar.

*Zengin adam, karısının harcadığından daha çok kazanabilen erkek demektir.

*Kadınlar “Erkeklerle eşitiz” iddiasını sürekli tekrarlamaktan vazgeçtikleri anda, erkekler kadınları kendilerinden üstün gördüklerini söyleyebilme fırsatını yakalayacak.

*Kritiklere başlayan kadın, kritik bir yaşa gelmiş demektir.

*Evlilikler aynen kazalar gibidir, iki şahit ister.

*Kadın elinizi tuttuğu anda, bilin ki, eninde sonunda tepenize çıkacaktır.

Valla art niyetle birşey yazmadım Hakkınızda söylenen olumsuzlukları dikkate almayın ama uygulamadanda vazgeçmeyin... Eşleriniz böyle daha çok sevecektir sizi:)

5.09.2008

5.5 Milyon İstanbullu Akbile Veda Ediyor


İstanbul' da yaşamak görüldüğü kadar kolay değil. Heleki trafik sorunu anlatılmakla bitmez. Belediye otobüsleri Metrolar hangi birini sayıyım bilmiyorum ki hepsi kepazelik.

Sürünmek diye buna deniliyor galiba. Akbil gişelerinin önündeki kuyruklar falan. Artık yeni bir çözüm ve rahatlığa atılarak Akbil belasını kaldırdılar ve bizi kurtardılar.

5.5 milyon İstanbullu akbil yerine Vakıfbank'ın World kartının özelliğini taşıyacak İstanbulkard'la metro ve otobüse binecek..


Yaklaşık iki yıldır sürüncemede olan İstanbul'da belediye otobüsü ve metrolarda akbil yerine kullanılacak kredi kartı ihalesini Vakıfbank'ın kazandığı öğrenildi. Edinilen bilgilere göre daha önce ihalesiz olarak Vakıfbank'a verilen ihale diğer bankaların itirazı üzerine iptal edilip ihale yapıldı. Yapılan ihaleye Halkbank, Ziraat Bankası ve Vakıfbank katıldı ve Vakıfbank'ın ipi göğüslediği bildirildi.


ADI İSTANBULKART Böylece İstanbul'da sayısı 5.5 milyonu bulan seyahat eden vatandaşlar otobüslere, metroya ve deniz otobüslerine Vakıfbank'ın Yapı Kredi ile anlaşarak ortak çıkardığı Vakıfbank World'ı ile binecek. Yeni kartın adı da İstanbulcard olacak. Bu uygulama nedeniyle Vakıfbank'ın yaklaşık 2 milyon adet kredi kartı dağıtacağı belirtiliyor. Wolrdcard ile anlaşmalı olduğu için Yapı Kredi Bankası da bu uygulamadan kârlı çıkacak.


GÖSTER GEÇ KART Yeni kartlar bir süredir taksilerde ve deniz ulaşımında kullanılan pay pass (dokun geç) kart olacak. Hatta yeni kart ile vatandaşlar otobüslerin ve metro duraklarının üst kısmında yer alan panele kartlarını gösterip geçecek ve seyahatlerine devam edecek. Bir nevi Otomatik Geçiş Sistemi (OGS) uygulaması artık sadece otomobiller için değil vatandaşlar için de geçerli olacak. Böylece sırada bekleme de olmayacak.


Kredi kartı alabilecek durumda olan yani bu gelire sahip olanlar akbil yerine Vakıfbank'ın kredi kartını alacak. Böylece vatandaşlar ay içinde kullandıkları otobüs, metro ve deniz otobüsleri ücretini aynı alışverişte olduğu gibi ay sonunda ödeyecek. Benzer sistem şu anda otoyol ve köprü geçişlerinde kullanılan KGS kartlarında uygulanıyor. Bunun yanı sıra vatandaşlar yaptıkları harcamalardan dolayı worldpuan da kazanacak.


Teşekkürler Vakıfbank Teşekkürler Yapı Kredi bankası. Başarılarınızın devamını dilerim.


Kaynak: Haber7.com

Çocuklarınızı Koruyun

Göz nurumuz gibi bakıp büyüttüğünüz çocuklarımızı, gelişme ve fikirlerinin oluşma çağında sanal bakıcıyla koruyarak internet hayatında sağlıklı ilerlemelerine dikkat edeceğiz artık.


İnternetin Türkiye'de belli bir seviyeyi aştığını söylemek artık güç değil. Çocuk yetişkin yaşlı evli bekar 400 bine yaklaşan kullanıcı kitlesi, bankalar ve ticari kuruluşlarıyla internetin "büyük insanlar" tarafından iyi kullanıldığını söyleyebiliriz.



Ancak internetin yeni yetişen ve bilgisayar teknolojisi içine doğmuş olan bir kitle tarafından da dikatli kullanılması gerekiyor. Ancak bu "büyük insanların dünyası"nda seks, şiddet, küfür, ırkçılık, şeytana tapanlar, uyuşturucu ve kumar gibi tuzaklar bekliyor çocukları.


Ancak çocuklarınız bu kuralsız ortamda çaresiz değil: Sanal çocuk bakıcısı programlarınız, hem çocuğunuzun tehlikeli sitelere girmesini engelliyor hem de onun eğitiminde önemli bir rol oynuyor.

Anne ve Babaların internette çocuklarını koruyabilmeleri için yapmaları gereken ilk hareket, internete girdikleri tarayıcıları üstünde birkaç ayar yapmak olmalı: Örneğin Micnrosoft'un Explorer isimli tarayıcısında, internet seçenekleri içinde, içerik bölümüne girerek seks ve küfür gibi çocuklarınıza zararlı şeylerin görülmesini engelleyebilirsiniz.

Hemen her tarayıcının üstünde bu seçenekleri bulabilirsiniz. Çocuklarınızı internet üstünde hemen herkesin ulaşabileceği uzaklıkta bulunan bu tür zararlı sitelerden korumak için uzmanlar çocuğunuzla sürekli diyalog halinde olmanızı öneriyor.

Çocuklara sert davranmak, interneti yasaklamak, bu sitelerin vereceği zararları anlatmadan bilgisayarı kapalı tutmaya çalışmak daima geri tepiyor: Uzmanlar çocuklara tam anlamıyla güvenmiyor. Eğer bir çocuk o siteye girmeyi kafasına koyarsa, şu ya da bu şekilde orada bulunan bilgiye ulaşacaktır! Bu konuda yapılmış çok değişik çalışmalar var: Örneğin İhlas.Net açıldığı günden bu yana çıplaklık içeren sitelere bağlanmıyor. "Temiz yayın" sağlayabilmek için sürekli yurt dışında açılan bu türdeki sitelerin adreslerini öğrenen ve bunları sisteminin dışında tutmaya çalışan İhlas.Net'in işi gerçekten de zor olacağa benziyor, çünkü bu siteler katlayarak çoğalıyor.Bir de dikkat edilmesi gereken bir diğer unsur var.

Örneğin içinde göğüs gibi kelimeler geçen internet sitelerine girilmesini yasakladınız ve bununla ilgili ayarlar yaptınız. Bu andan itibaren göğüs veya kadın hastalıklarıyla ilgili internet siteleri de sizin için kapanmış oluyor.

Bir noktada fedakarlığa başlayınca nereye kadar gidebileceğinizi kestirebilmek güç.Bu sistemler şu anda Türk kullanıcıları için ayrı bir çalışma gerektiriyor. Genellikle İngilizce küfürleri filtreleyebilen bu sistem için sizin elle Türkçe küfürleri girmeniz ve çocuğunuzun korunmasına katkıda bulunmanız gerekiyor.

bess.net

Bu sistem, kendine üye olanlara özel bir filtreleme imkanı sağlıyor. Böylece internet sayfaları, siteleri ve gelen mektupların içinden çıkabilecek "kötü" unsurlar asla çocuğunuzun kullandığı bilgisayara ulaşamıyor.



www.cleansurf.com

Size ve çocuğunuza temiz sörf yapma imkanı sağlayan bu sistem, interneti kapalı devre yapıya indirgiyor. Böylece çocuğunuz, ne kadar iyi internet kullanıcısı olursa olsun, sizin yasakladığınız yerlere giremiyor. Yasal olmayan siteler ve pornografik içerik sizi hiç korkutmasın.



www.chibrow.com/informat.htm

Çocuğunuz için özel olarak yapılmış bir internet tarayıcısı istemez misiniz? Bu internet gezgini sadece çocuklar için hazırlanmış içerikte olan yerlerde dolaşabiliyor. Siz güvenliği parolalarla sağlıyorsunuz. Hangi sitelere girebileceğini siz seçiyor, yeni ve güzel siteler bulduğunuzda hemen çocuğunuza bunu önerebiliyorsunuz.

www.crayoncrawler.com

Bu sistemde ise çocuğunuzu internetteki kötü sitelerden koruyabildiğiniz gibi internet üstünden sohbet ortamlarındaki tatsız kelimelerden de koruyabilirsiniz. Çocuğunuz bu sistemi kullanarak kendine, yaşıtı arkadaşlar bulabiliyor, arkadaşları internete girdiği zaman haberdar olabiliyor.



www.akrontech.com

İnternetteki en ilginç korunma sistemlerinden biri ENUFF adı verilen bu sitede bulmak mümkün. Teker teker çocukları korumak yerine tüm bir sınıfta bulunan çocukların yaşlarına ve cinsiyetlerine göre ayrı ayrı filtrelemelere giden bu siber çocuk bakıcısı, ayrıca çocukların internette kaldığı süre içinde neler yaptığını, hangi adreste ne kadar zaman geçirdiğini de size gösteriyor.


Çocuklarımızı bu şekilde herşeye açık olan internet alemine bıraktığımızda gözümüz arkada kalmamalı. Bu yüzden çocukları sıkmadan gözlemlerle ve bu kuralları uygulayarak sanal ortama alıştırmaya çalışın.


Kaynak: Milliyet

Sahura Kalkmak

Ben geldim. Bir kaç günlük aradan sonra hastalığımı yenerek geldim.

Çok şükür bomba gibiyim artık. Kendimce Limon tedavilerimle ayağa kalkmayı, salya sümüğü durdurmayı başardım.

Yoğun bi iş temposu derken bu gece sizlere döndüm. Dün gece başıma ne geldi. Bekar hayatında birkaç genç bir evde kaldıklarında ister istemez bazı şeyler sıraya koyuluyor. Yemek bılaşık temizlik vs...

Dün gece ki sahur yemeği sırası bende idi. Gündüzden alışverişi yaptım ve bütün hazırlıklar tamamdı. Menüde Garnitürlü makarna Olacaktı. Garnitürüm bezelyem hepsi hazır sadece servis olmayı bekliyorlardı.

Dün gece saat 23:00 saatlerinde telefonun alarmını 03.45 e kurdum ve yattım. Gece kalkıp makarnayı pişirip ev arkadaşlarıma sofrayı hazırlayıp kalk düdüğünü çalacaktım ( Planlarım öyleydi)... (sabah ezanı 04.45 de okunuyor)

Gözlerimi açtığımda saat 05.20 idi. Süleyman'a seslendim Süleyman uyuyakalmışız dedim, şaşırdı. Aslında gece saatin alarmı çalmış ben uyanmışım kalkmışım saatin alarmını susturmuşum....Susturmuşum sadece:) Bunları hiç hatırlamıyorum tabiki. Tekrar uzanıp yatmışım ve yatış o yatış ancak sabah olduğunda kalkabildim ama iş işten geçti.

Ezan çoktan okundu niyetler edildi bile. Süleyman'a uyuyakaldığımızı söylediğimde uyku mahmurluğuyla birşey demedi yatmaya devam etti ama sanırım yatakta birşeyler onu dürtükledi ki o saatte yataktan başladı bana uçmaya.

Bir insanda sorumluluk olmalı. Sana güvendik telefon alarmı kurmadık falan. Erkan susarmı hemen başladım savunmaya ''Bende sorumluluk olmasa o telefonun alarmını kurmazdım. Sorumluluk var ama uyku biraz ağır basmış'' dedim ama süleyman kuduruyo yatağın içinde.

Geri bende sustum adam sinirlenmiş ne diyeyim:) İş için kalktığımda İsmail ve Süleymanı güzelce tembihledim sakın orucu yemeyin aç aç tutun diye. Süleyman sinirden bişiy demedi ve bugün iftar yemeğiyle oruç tuttuk.

Akşama kadar azap içinde olsamda çocukları aç aç oruç tutmak zorunda bıraktığım için iftar saati geldi. Eve geldiğimde herkesin gözü üstümde ben işten gelmeden cezayı hazırlamışlar bile. Bugünkü sahur yemeğinin BILAŞIKları:)

Bende suçluyum ya itirazsız kabul etmek zorunda kaldım. Böylelikle güzel bir gün açlık ve susuzlukla geldi geçti. İnşallah birdaha uyuyakalmam:) Gerçi sahur yemeği sırasınında artık bana verileceğini pek sanmıyorum ama....

1.09.2008

Hastayım

Bir kaç gündür sizlerden uzak olduğumun farkındayım. Bu güzel günlere aldandım ve son kez olsun denize gideyim diyerek cumartesi gününü yine Kilyosta geçirdim.

Güzel olmaya güzeldi ama önceki haftaya oranla sakindi. Hava güneşli olsada ondada biraz esinti vardı ama ne yazar affedermi erkan girdim yinede. Girdimde gördüm gününü. O gün fazla birşeyim yoktu aslında ama ertesi gün ( pazar) sabah ismailin feryadıyla uyandım ve bir hışımla kendimi duşa attım kendimi.

Gençlik saç falan kurutmadan çıktık dışarı. İsmailin motora atladığımız billah ver elini Beşiktaş. Beşiktaşta devamlı gittiğimiz bir resteurant var yine oraya gittik ve güzel bir menüyle doyurduk karnımızı. Hava ufaktan ufaktan esiyor ama güneşte tepemize.

Motorla gezmediğimiz mekan kalmadı. Bana çarptığını anladım ama ne fayda binmiş bulundum birkere:) Böylelikle şifayı kapmış bulundum:( Şimdi ağız burun salya sümük tutmuyor valla. Beni affedin birkaç gün sizlerden uzak kalcam.

Ramazan-ı şerif hoş geldin. Hastayım ama mutluyum seninle. Görüşmek üzere Herkese Hayırlı RAMAZANLAR.